4 Şubat 2015 Çarşamba

ALPER CANIGÜZ-GİZLİ AJANS /(ŞUBAT 1)


Facebookta yakın arkadaşlar olarak bir grup kurduk.herkes 2 kitap önerdi çekilişle birini seçtik.Şubat kitabımız Alper Canıgüz-Gizli AJANS oldu ..alınacaklar listemde olan bir kitaptı ben önermiştim iyi de oldu.

Alper Canıgüz çevremde sürekli konuşulan bir yazar fakat her zamanki  gibi kitapları not alıp popülerliğinin bitmesini bekliyorum.Bu huyum niye böyle ,kaynağı nedir inanın ben de bilmiyorum :)

Kitap için söylenecek çok söz var ama ben spoiler vermek istemiyorum tek diyeceğim ;ALIN OKUYUN!
İlla spoiler isteriz diyenler için ;

Dünyanın, şahsına karşı kurulmuş bir komplo olduğuna inanan, genç ve avare metin yazarı Musa… Onun, hayatın her alanına derin ve samimi bir merakla yaklaşan,temiz kalpli ev arkadaşı Şaban… Diğer tarafta, gaddar bir kedi tarafından yönetilen, birbirinden tuhaf çalışanlarıyla bir reklam ajansı: Menekşe gözlü sanat yönetmeni Sanem, esmer ve seksi sekreterler Mehtap ile Sevilay, durmaksızın ağlayan yaratıcı yönetmen Çeşme, psişik-sismograf çaycı Ercan… Ve şöhretler: Tesla, Prens Charles, Kaan Sezyum, Küçük Prens, Süpermen ve diğerleri… Özgün üslubuyla, ilk kitabı Tatlı Rüyalar’dan itibaren geniş bir hayran kitlesi edinen Alper Canıgüz’den yine eğlenceli, heyecanlı ve kışkırtıcı bir absürd macera…

“Patronumuz Şeytan Bey’dir ve sizden de çok hoşlandığını söyleyebilirim.”
Neydi bu şimdi? şaka mı? “Öyle mi?” dedim bu manyakça oyuna bir tur ayak uydurmaya karar vererek. “Nereden biliyorsunuz?”
“Kendisi söyledi.”
Elimden geldiğince aptal gibi görünmemeye çalışarak gülümsedim. 
“Ben kaçırmışım o kısmını.”
“Sizin hatanız değil. Telepatik olarak iletti düşüncelerini.”
“Evet anlıyorum,” diye kestirip attım, yeni işimi daha başlamadan bırakmak zorunda kalmamak için. “Öyleyse kendisine teşekkürlerimi de iletin.”
“Ona kendiniz de teşekkür edebilirsiniz,” dedi Tunçay Bey bıyık altından gülerek. 
“Şeytan Bey görüşmenin başından beri burada, aramızda bulunuyor.” Bardağına iki buz attıktan sonra pipetini uzun uzun emdi ve boş bakışlarıma yanıt olarak, o kocaman işaret parmağıyla, masanın üzerinde psikopatça beni kesmekte olan kara kediyi işaret etti.

1 yorum:

Handan dedi ki...

genç yazarları pek okuyamıyorum:) ya da yaşıtım yazarları; hani benden fazla ne yaşadı da yazdı duygusu var ya işte o gelip oturuyor kitabın üstüne. yaşlı yazarları seviyorum ben:)